17 Nisan 2012 Salı

Çöküş Kanunu

Merhaba düsünebilen elitler ve koyunlar,


Kuslarin ucabildigi ve koyunlarin ucamadigi biyoloji ve fizik kanunlarinin bizlere anlattigi sonuclar dogrultusunda varilan kanilardir. Dünyanin fiziksel ortamina dogru sizan her türlü canlida ayni kanunlara tabidir, yani doganin kanunlari cignenemez. Asla! Sanirim bunu bin kerede tekrarladim.


u bilinen bir seydir ve eski yerli kültürlerdede acikca görüldügü gibi hayatta kalma mücadeleleri sadece cevrenin onlara sunmakta oldugu kaynak miktari ile sinirlidir. Ancak günümüzdeki sosyo-ekonomik, politik yada teknolojik gelismeler dogrultusunda ortaya cikan karmasik toplum sisteminde yeni bir hayali ürün olan "insanlarin istisnai" bir pozisyona sahip oldugu kanisi bu düzeni hice sayamaktadir. Cünkü sadece bu tip bir karmasik gibi görünen bir düzen icerisinde basit olan gercekler örtbas edilebilir. Koyunlar icin hersey karmasik ve düzensizdir ve onlar asla bunlari anlayamazlar ve idrak edemezler.

Yani, bilinen tarihe baktigimizda, bundan 10.000 sene kadar öncesinden günümüze kadar yasanmis olan ve dost canlisi gibi görünen klima süreclerinde insanlarin bu durumu kisa yada uzun vadeli sekilde kendi avantajlarina uygun sekilde kullanmis olmalari, insanlarin bu düzene hükmedebilecekleri gibi bir fikir verdi. Günümüzdeki durumlara bakarak ansiklopedik bir tarih bile yazabiliriz: fosil yakitlarin kullanimi, yesil devrimi, atom enerjisi, genis capli toksik madde dagilimi ve altinci yokolus evresine girmemiz buna baslica birer örnek olabilir. Insanlar durmadan, bilerek yaptiklari seylerin, sanki bilmedikleri tepki nitelikli neticeleri olmayacakmis gibi davraniyorlar. Yani nasilsa bir Tanri herseyi insanligin hizmetin vermis, o yüzdende herkes kafasina göre sömürebilir. Sonuclar kisminida yine tanri biliyor oldugu icin insanlarin buna kafa takmasina gerek olmaz. 

Her seye ragmen, tüm bu bilinmeyen neticeler ortaya ciktikta hayatimizda bunlara bagli olarak ister istemez degismeye basliyor. Eger sebep sonuc iliskilerini arastirmaya kalksak ve bunlari tam olarak anlayamasakta, yapilan bu tip bir girisim ve olusacak yeni tür bir perspektif ile gelecekteki bazi neticelerin önlenmesi saglanabilir. Fakat bu kimin umrundaki? Sekreter Leylanin? Amele Osmanin? Fahise Hülyanin? Kimin umrunda? Sadece elitlerin! Sadece düsünmek isteyen ve görebilenlerin.


Kültürler gelisirler cünkü icinde bulundugumuz ortama ayak uydurabilecek efektif metodlari gelistirmemizi saglarlar. Ancak kültürler ayni zamandada insanlarin davranis ve düsünce bicimlerini olusturan cok güclü birer regülatördürler! Bu sayede inanilan yada zannedilen bircok seyin aksine isleyen bir sistemin icinde olduklarini kolaylikla unutabilirler. Inanclari insanlari ucurumun dibine yada göklerin tepesine götürebilir, bu sadece icinde bulunulan kültürün ve onu cevreleyen sistemin nasil idrak edildigine baglidir. En ufak bir yanlis anlama felaketlerin öngörülememesine neden olabilir. 

Bizleri sürüklemekte olan kültür, onu ister begenelim yada begenmeyelim, bizim sürekli olarak birseylerle mesgul olmamizi ve böylecede onun TEMEL ilke yada inanclarini sorgulayacak vaktimizin kalmamasina ugrasir. Yinede, burada dikkate almamiz gereken ve yasaklanmis olan unsur ise uygarliklarin cöküsüdür, buna bizimkide dahildir ve daima oldugu gibide KACINILMAZDIR! Göremiyor olmak olmayacagi demek degildir, bu daima gözlerden uzak tutulmaya calisilan bir unsur olsada, zamanla cok önemli bir noktanin farkina variyoruz:  Uygarliklarin cöküsü kimsenin karsi koyamayacgi birsey ve karsisinda yapilabilecek hicbirseyde YOK. Tipki bir Kasirganin gelmesi haberi gibi, devasa bir dogal gücün üstünüze dogru geldigini artik biliyorsunuzdur ve bu güce karsi koyamayacaginizida, o yüzden yapabileceginiz tek sey sadece korunma hazirligi yapmaktir!

Konuyu acmak gerekirse: insani gruplari kontrolü altinda tutan doga kanunlari gercektende mevcuttur, tipki diger fiziksel/biyolojik varliklarda oldugu gibi. Bu doga kanunlari elmanin agactan nasil düstügünü izah edercesine kolayca aciklanacak kanunlar olmasada, hicbirinin cignenemeyecegide bir gercektir. Cünkü böyle bir denemenin tek neticesi cöküse sürüklemektedir, tipki günümüzdeki gibi. Insanlarin sanki sürekli olarak doganin dönen tekerine comak sokmaya calismalari halen cogunun ne kadar evrim gecirmis oldugunun bir baska göstergesi. Bükemedigin eli öpeceksin terimini halen kabullenemiyorlar ve bunu sanki gurur yaparcasina yok olma pahasina tekrar ve tekrar deniyorlar.

Medeni insanlar bu tip kisitlandirici kanunlarla yasamayi unutmus gibiler, ki bu sadece günümüz degil bilinen tüm tarih boyunca ayni. Insanlarin bu kanunlari tekrar ögrenmesi gerekiyor. Ve medeniyet derkende kastettigim sey su: Sayilari göcebelerinkinden daha fazla olan gruplarin endüstriyel olsun olmasin, belirli merkezlerde ihtiyaclari olan kaynaklardan kasitli olarak bir miktar uzak tutularak ortaya cikarilan arz/talep ile bu isi yapacak gibi tanitilan ve basa gecen oligarsik yöneticilerin olsuturdugu ve siniflara bagli isleyen bir hiyerarsidir. Bu düzen bilinen tüm tarihte ayni sekildede islemektedir! Azinliklar cogunluklari kontrol eder. 

Peki bunlar ne gibi kanunlarmis? Aslinda cok BASIT! Öncelikle, her biyolojik organizma, insanlarda dahil, büyümenin son sinirina ulasana kadar katlana katlana büyürler yada icinde bulunduklari düzeni asiri artis nedeni ile cökertirler. Limitin asildigi ise ortaya cikan yiyecek kitligi, ülkesel kaynak savaslari yada irksal soykirimlara bagli olarak görülmeye baslanir. Bazen düzen sanki sonsuza dek hep böyle gidecekmis gibi görünsede ortaya cikacak yeni dis etkenler (Meteor, yeni canli türleri, klima degisimi vs.) bunun sadece bir hayalden ibaret oldugunu kanitlar. Hicbir insani düzen sürekliligini sonsuza dek barindiramiyor ve barindiramadida. Eger bugünkü insanlar eldeki imkanlarla bu düzeni alt edebileceklerini saniyorlarsa sadece deniz altinda yatan eski uygarlik kalintilarina bakmalari yeterli olur. Onlarin teknolojilerini bugün bile anlayamiyoruz ve büyük ihtimallede oldukca ileri uygarliklardi fakat yinede hicbirisi kacinilmaz olan bu cöküs kanununa karsi gelemedi! 

Ortada kritik bir dogal düzen var, bunlardan en ilgincide katlanarak artisin kacinilmaz oldugu! Herhangi bir irk, eger elinde imkan varsa sürekli olarak nüfusunu arttiracaktir ve buda o irkin sonunu getirecek yada neredyse yok edecektir. (7 milyardan 15 milyona düsmek gibi). Gezegen havaya ucacak olursada uzayli dostlar gelip bizleri baska gezegenlere tasiyacaklardir gibi hikayeler sadece saf sigirlar icin olusturulmus birer kandirmacadir. Diyelimki nehir kuruyor ve sig suda baliklar kapana kisilmis durumdalar! Bu cevreye gelmis olan insan yada hayvanlar ne yapiyorlar sizce? Baliklari tek tek bir havuza atip güvenli bir bölgeye götürüp hayatta kalmalarinimi sagliyorlar yoksa yakalayabildiklerini yakalayip mideyemi indiriyorlar? Tabiki baliklar mideye inene kadar halen kurtarilacaklarini düsünüyor olacaklar.




Sahile gidiyor elinize bir tas alip denize dogru firlatip yüzeyde kaydirdiktan sonra dibe cöküsünü izliyorsunuz, fakat asla o tasin sahile kadar cikmak icin harcamis oldugu yillari hesaba katmiyorsunuz. Cünkü tas insan yada biyolojik, yani iletisim kurabileceginiz bir sey olmadigi icin sizin icinde bir anlam teskil etmiyordu. Tipki sizi rahatsiz eden diger canlilari (böcek, fare vb.) öldürmeyi NORMAL saymak gibi birsey bu. Insanlar sadece kendilerini ve benzerlerini degerli görür. Simdi bir medeniyet düsünün, insani baglarini asmis ve evrim gecirmisler, bizden evrimsel olarak milyonlarca yil ötedeler. Onlar icinde bizim bugün maymunlara baktigimizdan daha farkli bir bakis olmayacak. Kisaca insanlari umursamayacaklar! Belki biraz, belki... fakat bu yinede onlari 7 milyari kurtarmak gibi bir hareket itmeyecek. Sadece ihtiyac karsilamayi bekleyenler orada olacak ve firsati degerlendirecek! Söyle düsünün... bahcenizdeki ari kolonisinin yok oldugunu ne zaman anlarsiniz? Yok olduklari zaman. Taki o ana kadar onlari umursamayacaksiniz. Ve onlarin gidisini umursamamis oldugunuz gibi, sizinde bu etkiye bagli gidisiniz kacinilmaz olacak!  

Simdiki insanlara bakalim, bazen bazi gruplar (Cin) sinirlamalara adapate edilip asiri üreme sonucu yok edilmelerini engelleyecek bir yasaklamayi (ise yariyor yada yaramiyor) kabullenebiliyorlar: tek cocuk kanunu gibi. Izlandadaki insanlar bu tip bir sinirlamaya daha kolay adapte olabilirler, cünkü eldeki yetersiz kaynak miktari zaten baska bir sans tanimiyor. Fakat, Paskalya adasindaki ekosistem beklenmedik bir sekilde degisse ve oranin kültürü buna adapte olmak icin gerekli degisiklikleri uygulamaktansa ölmeyi yeglese olacak tek seyde o olur, hepsi ölür, ki öldülerde! 

Uygarliklar büyüdükce, degisme yetileride bir o kadar azalmakta. Bunun en ilginc örnegini 50 lerin ve bugünün teknolojisi ile karsilastirmak mümkün, cogu elektronik günümüzde sadece eskisinin bir baska görünümünde. TVler ayni, radyolar ayni, camasir makineleri ayni, ütüler ayni... sadece biraz daha parlak ve janjanlilar. Böylece tüm uygarliklarin nasil dogdugunu, büyüdügünü ve öldügünü izliyoruz.... taki:

...Nothing beside remains: round the decay
    Of that collosal wreck, boundless and bare,
    The lone and level sands stretch far away.

(Geriye hicbirsey kalmaz: Cürüyüs O devasa harabenin etrafini sarar, sonsuz ve sade, yalnizlik ve kum heryere uzanir.)
-Ozymandias

Elimdeki en önemli kitaplardan biri olan "Joseph Tainter - Karmasik Toplumlarin Cöküsü", gelisimi enerji akimi ile ifade ederek ( o "marjinal dönüs" diyor), cöküsün neden zorunlu oldugunu anlatiyor. Sosyal karmasiklik oldukca pahali, cünkü nüfus arttikca ünite basina geriye beklenen input (giris) azalmaya basliyor. Er yada gec, her uygarlik bütcesinin son kurusunuda harciyor, böylece ne orduya nede bürokrasiye bir ödeme yapabiliyor, halk arasindaki memnunsuzlugu dindiremiyor, tabiki halk bu döneme kadar önceden pasifize edildigi icin reaksiyon kontrollü bir sekilde ilerliyor, kaynaklar tükeniyor, ekosistemin tepkisi karsisinda can cekismeye basliyor (agaclarin kesilip topragin verimsizlestirilmesi), yiyecek bitiyor, belkide daha az ile yetinebilen yeni gruplar üstünlesmeye basliyor (etrafta kimse kalmissa tabiki), yada sadece etrafa dagiliyorlar (eger dagilinabilecek yer kalmissa).

Yukaridaki, uygarliklarin yasam döngüsünü doganin bir kanunu olarakta algilayabilirsiniz, cünkü zaten öyle! Bu yüzdende CÖKÜSLER ÖNGÖRÜLEBILIR! Bunun bugünkü ABD yada Avrupanin küresel ekonomiye olan etkisi ile bir alakasi yok -- bunun nedeni, belirli bir büyüklüge gelmis her uygarligin hiyerarsi ve sinif sistemine olan artan ihtiyacidir! Kültürler stilleri ve metaforleri ile farkli gibi görünebilirler, bunun nedeni cografik konumlari yada hava sartlarida olabilir, fakat olusacak final sahne daima aynidir: CÖKÜS.

Iste bugünde tam olarak bu konumdayiz. Buradaki belirleyici faktör ebat (kaynaklara göre). DIGER HEPSI, SADECE BIRBIRIMIZE ANLATIP DURUMUN CIDDIYETINI UNUTTURAN HIKAYELERDIR! 

Bu yüzden:

Politikacilara yazabiliriz yada ayaklarina kapanip aglayabiliriz, sokaklarda taskinlik yapabiliriz, protestolarla bagirabiliriz, talk showlarda bunun üzerine konusabiliriz, facebookta yada twitterda gruplar olusturabiliriz, heyecanli belgeseller yapabiliriz, Monsantoyu yerle bir edebiliriz, illuminatiyi kursuna dizebiliriz, solar paneller koyup catida organik yak sütü icebiliriz, benzin yerine su kullanabiliriz. Bunlarin hicbirisi yinede sonucu bir nebzede olsa degistirmeyecek (her ne kadar bu tarjik gibi gelsede, insanlar dünya üzerinde küresel bir güc oldular). Cünkü uygarlik denen sey doganin önceden belirlemis oldugu ve insanlarin hayali dileklerini umursamayan bir rotada ilerleyen bu KANUNA bagli isler!

Oldukca Gaddar geliyor degilmi, ne yapabilirizki? Peki, öncelikle icinde bulunulan REALITE kavranmali -- fakat is isten gecince degil -- ki böylece öngörüleni bilincli bir sekilde engellemek mümkün olabilsin. Tabiki buda mutlak sonu engellemez ancak en azindan süreci uzatir! Engellemekten kastimda hayatlarimizi gezegen üzerinde yasamaya adapte etmemiz oluyor. Belkide bunun icin artik cok gec ancak yinede denemeye deger, belkide atmosferde azaltilacak karbon miktari ile geriye kalanlar daha iyi yasar. :-)

Hazirlanmak illakide cözüm degil, bu sadece yasanilacak aci icin aspirin bulundurmak gibi birsey, yani kisa süreli bir tedavi gibi. Fakat yinede denemeye deger, cünkü buna bagli olarak ailevi kavramlar ve birlik olma anlayisi tekrar geri dönmeye baslar, zamanla bu dönem atlatildiktan sonrada 5. jenerasyon artik ne olmus oldugunuda hatirlamaz ve eski ile ilgili hikaye yada efsaneler ortaya cikmaya baslar. Aileler büyüdükce hiyerarside baslar ve böylece hoooop yine filmi basa sarmis oluruz. Toplum V456765.0, son sürüm. :-) Sanirim elveda diyene kadar yasamaya calismak en mantiklisi. Cünkü sirf bu düzen sonsuz bir sekilde ve ayni tarzda isliyor diye kehanetler yerini buluyor yada isaretler söylendigi gibi gerceklesiyor! Tüm dini dogmalar ayni döngünün sanki ilk defa oldugunu ve ileride olacak seyin büyük bir sürpriz oldugunu söyleyebiliyor ve bu bilgiyi bir Tanriya atfedebiliyor, cünkü bu döngü hep ayni. Isadan önceki uygarliklar kendilerinden önceki uygarliklarin yikimini anlatiyorlardi ve bilin bakalim yikimi en son anlatilan uygarlik kimin yikimini anlatiyordu? Kendinden bir öncekinin..... Bu yikimlari inceleyenler gördüki bu döngü hep ayni ve bu bilgi ilede binlerce yil hüküm sürebildiler. 

Dünyanin yikimi üc nedenden dolayidir:

1) Galaktik etkilesimler (Supernova, Meteor vb.)
2) Dogal afetler
3) Insanlarin salakligi (Atom Bombasi)

Yani gökteki bir meteora yilan, ejder yada seytan diyebilirsiniz... ortaya aniden cikan ikinci bir günese tanrinin bir isareti diyebilirsiniz.... volkanlar patlarken ejderler kin kusuyor diyebilirsiniz... depremler olurken yer altindaki ejder kuyrugunu salliyor diyebilirsiniz. Yani olusumlara nasil bakarsaniz bakin yada adlandirin sonuc olarak karsidakinin ne oldugunu bilmiyor olmaniz sizi onun etkisinden kurtaramayacak.

Mr SmithBu sahneyi görmüstüm, hatirliyorum, tam burada duruyordum ve sunu diyordum: "Baslangici olan herseyin bir sonuda vardir Neo". Ne? Ne dedim ben? Bu hic adil degil... Hayir hayir hayir.
Neo: Sen haklisin Smith, sen daima hakliydin... bu kacinilmazdi!
Bugün haberlerdeki hersey boktan. Tüm haberler kötü, bir tane adam gibi iyi haber yok, belki itfaiyenin bir kedi kurtarma operasyonu falan vardir.



Hayir, hayir, hayir... cok celimsiz ve cirkin... zaten ölmek üzere, simdi onu TV ye cikarip ne diye milletin moralini bozalim. Ay bak su kediya ne ciciiiii.
Insanlar ögrenemedigi icin bu döngüde bir türlü sona ermiyor. Ekonomi batiyor diyorsunuz, koyunlarda ekonomistleri dinleyip yatirimi onlara tavsiye edilen yere kaydiriyorlar. Deprem olacak diyorsunuz, adamlar sigorta yapiyor... Sigortaaaa, ahahahaaaaaa, sapsallar..... Benzin azalacak yada pahalilasacak diyorsunuz herkes dizele saldiriyor... Emlak fiyatlari düsecek diyorsunuz satmaya basliyorlar. Grip olacak asi yapin diyorsunuz, hemen yapmaya basliyorlar. Sanirim yarin su ülkeye savas actik deyincede ne olacagini tahmin edebiliyorsunuz. :-)

Ekonomik cöküs, ekosistemin cöküsü, aclik, susuzluk, savas ve hastaliklar basiniza meteorlar yagarken belkide umursayacaginiz az önemli seylerden birisi olacak. Sanirim cogunuz Oort ve Van Allen kusaklarini duymussunuzdur. Bugün bu bölgelerin ne oldugu artik cok iyi biliniyor: bir meteor küresi ve dünyada bunun göbeginde. Meteorlar distaki etkilerle iceri dogru itiliyorlar ve bu yüzdende ortaya ilginc bir anomali cikiyor! Astronomlar yillardir uzak gezegenleri ve onlarin uydularini incelerken birsey kesfettiler.... gezegenlerin uydu miktari birden bire artmaya baslamisti.


 
Jupiter 1975 gibi 9 uydusu var görünürken, bugün 63 uyduya sahip. Saturn 1975 gibi 10 uydusu var görünürken bugün 62 uyduya sahip. Ayni sekilde Uranus 5/28 ve Neptünde 2/13 uyduya sahip. Sanki uydular yoktan var oluyor. Hmmm, belkide distan gelen meteorlar gezegenlerin cekim alanina girip asili kaliyorlardir, ki buda sunu gösteriyor: bu gezegenlerin cekiminden kurtulmus olanlar bize dogru geliyorlar, hemde her yönden. Haberler belki hic göstermiyor ama son yillarda dünyaya düsen meteor sayisindaki artis oldukca dikkat cekici. Meteorlar, sonik patlamalar, isik toplari, ates toplari gibi yüzlerce haber, video ve resim var ya peki bu konuda Kurtlar Vadisi ne diyor? Acaba Memati bunlari havada elindeki tabancasi ile mihlayabilirmi?



Bu meteor saldirisi tarihte ve uygarliklarin yikimi anindada oldukca cok geciyor. Gökten yagan alevler, tanrinin kini, atesten toplar, ejder kuyruklari, boynuzlu seytanlar gibi bircok anlatim var. Tabiki buradaki soru NE ZAMAN degil sadece NASIL olacagi! Kimse size bunun zamanini söylemeyecek, yoksa tüm o ilahi kiyamet oyunu ve Tanrisal inanc sistemi cöker!










Eskiden Immanuel Velikovski'nin eserlerine herkes deli sacmasi diye bakarken, bugün her astronomun elinde mutlaka bir tanesi mevcut! Tipki korkak bir inancsizin son dakikada dine ve Allaha sarildigi gibi astronomlarda bu tip yazilara sariliyor artik. Günesin bir refakatcisi oldugu tezi önce sacma diye nitelenmis ardindan gercek olarak anons edilmisti. Nibiru diye bir gezegen ararkende birden fazlasi bulundu. Bugünde 30 sene evvel imkansiz diye bakilan meteor saldirilari icin artik mümkün gözüyle bakiliyor. Birde su cok ilgimi cekiyordu.. herkes Marsa gitmekten bahsediyor fakat kimse Venüs ile ilgili neler yapildigindan bahsetmiyor. Mars Mars Mars. :-) NASA istedigi zaman askeri bir bölgeden bir mekigi uzaya firlatip "Cok Gizli" diyerek konuyu kapatiyor. ÖrnekÖrnek

Hayatinizi yasayin, TV'ye ve Medyanin yalanlarina inanmayin.... Onlar sadece yalan söylemek icin para aliyor, bu onlarin isi. Haber Ajanslarinda aldiklari düzmece haberleri TV de sunup gündem yaratiyor ve dikkat dagitiyorlar. Gülmek icin seyredin ama ciddiye almayin! 

Neden bu konularin aciklanmadiginin sanirim gercekten herkesin iyiligi icin oldugunu anlayabiliyorsunuzdur. Cünkü eger bugün desenizki su yakin tarihte nallari dikecegiz, hersey durur! Aninda hemde. Belki kimileri ölümlerine 3 ay kala emekli olacaklari icin calismaya devam ederler. :-) Tarih veresim yok ancak durumun önemini anlayanlarin birseyler yapabilecek zamanlari oldugu kesin. Hicbirsey yapmayacak olanlarda bosversin, bir dahaki sefere artik. ;-)
Türkce altyazili video burada


Egebilecek bir kasik yok! Sadece Neo'nun kasigin üzerindeki yansimasi gibi, bükülebilecek tek sey kendisi!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder