9 Mart 2012 Cuma

10 Dakikaligina Tanri Olmak. (Alan Watts)


Merhaba Moronlar,
Bu video ile Tanri olmanin nasil birsey olabilecegini anlamaniz icin kahin olmaniz gerekmiyor. Acik görüslü, zeki, sorgulayici ve ögrenme kapasitesine sahip olmaniz yeterli. Sizin icin önemli kisimlarinin tercümesinide yapiyorum!
Peki diyelimki ben bir akil hastasiyim ve sizde doktoru ile beni incelemye baslayan ögrencilersiniz. Benim yasiyor oldugum problem ise kendimi Tanri zannediyor olmak gibi bir hayale kapilmisim. Tabi buna bagli olarak belki benimle ilgili yada benim hakkimda yapmak istediginiz birseyler olabilir. Belki beni dinlemek ister yada sorular sormak istersiniz. Böylelikle üzerimde calismalar yada tedaviler yapmaniza izin veriyor ve belki kendinizede yardimci olmabilmeniz icin sizleri görüsmeye davet ediyorum. 
------------------
Ne zaman Tanri oldun?
Simdi!
Benimle evlenirmisin?
Hayir!
Sirt üstümü yoksa yüzükoyunmu uyursun?
Buna tipki politika gibi bakabiliriz. Öncelikle sag tarafinda yatarsin ve bundan yoruldugun zaman sol tarafinin üzerine yatarsin, bundan yoruldugun zaman önce sirt üstü yatarsin ve bundanda yoruldugunda yüzükoyun yatarsin, iste böyleliklede dünya sürekli olarak dönmeye devam eder.
Eger simdi Tanri olduysan, dün ne idin?
Simdi!
Nasil Tanri oluruz?
Tanri olmazsiniz!
Bende Tanrimiyim?
Evet!
Peki ayni kisimiyiz?
Hayir! Üc kisiyi ve bir Tanriyi hatirlayin.
Bize Satan (Seytan) hakkinda biraz anlatirmisin?
Anlatabilirmiyim? Evet! Durum aslinda ezoterikde olsa size bunun hakkinda yazmis oldugum "Job" (The Book of Job) kitabinda genisce yer vermistim. Seytan aslinda gökteki avukat gibidir. O hristiyanlarin zannetikleri gibi degildir. Insanligin düsmani degildir. Cennetin düsmanida degildir. O daha cok insanlarin kötü taraflarini bulup bunu babasina ileterek onun bu durum üzerinde calismasi saglar. Buna bagli olarak o Job'u görmüs ve onun gercekten göründügü gibi iyi biri olup olmadigi konusunda meraga kapilmisti. Bunun üzerine o, Tanriya bu hususta komite ile beraber bir arastirma yapmasini önerdi. Arastirmlara sonucu Job'un saygideger biri oldugunun ortaya cikmasi ile herkes bir anda Satan'a karsi bir tavir almisti. Suan yinede ilce avukatlarina para ödedigimizi görüyorsunuz. Her nezaman halkin gözüne ilisen bir suc islense, millet yavas yavas mazlum görünenin tarafini tutmaya baslar. Buna bagli olarakta savci, politik davalar haricinde herzaman savunmaya nazaran daha az sempati toplar. Tanrinin sag elinde, yani bildiginiz gibi hakimin sag tarafindada savunma ve arabulucu oturur, buda bize ilahi anlamda Isayi animsatir. Iste burada (sag) savunma ve buradada (sol) savci oturuyor, yani seytanin yeri savcilik olmus oluyor. Ancak bütün bunlar sahneye koyulmadan evvel arka plandaki yesil odada yapilan görüsmelerde sahneye cikmadan evvel anlasmalar yapiliyordu. Böylelikle oyunun kurallari üzerine önceden taraflar aralarinda anlasiyor ve sadece oyunun sonunda yani perde kapanirkende hersey aciklaniyordu. 
Job'da Tanrimi?
Evet ama o bunu bilmiyor!
Neden herkesten saklaniyorsun?
Peki "sen" neden saklaniyorsun? Senin saklaniyor olmanin sebebi ile benimkisi ayni.
Insanlarin özgür iradesi varmi?
Belirli bir dereceye kadar Insanlarin özgür iradesi var ancak insan aslinda kim oldugunu biliyor. Yani tersi degil.
Insan özgür iradeyi nereden elde ediyor?
Ben nereden elde ediyorsam oradan. 
Kadinlarinda özgür iradesi varmi?
Evet, kim oldugunu anladigi dereceye kadar.
Sen bizden daha fazla (yüce) bir Tanrimisin?
Hayir, ben hicbirinizden daha fazla (yüce) bir Tanri degilim.
Yani sen gücünü kim oldugunu bilmekten aliyorsun?
Evet sanirim buna kisaca böyle diyebiliriz.
Ne Tanri degildir?
Tanri olmayan hicbirsey yoktur.
Kim oldugunu nasil ögreniyorsun?
Bu bir rüyadan uyanip tecrübeler yasamaya basladiginda "hey, ben daha önce burayi hic görmemistim" dercesine bir hisse sahip olmak gibi. Zamanla dolasirken "ben nereye gidiyorum" diye merkalanmaya basliyorsun ve bu sorunun cevabini bulmak icinde ne istedigini bir türlü bulamaman gerekiyor. Böylelikle bunun icine dalip "ne olmasini (gerceklesmesini) istiyorum" diye kendime sormaya basladim. Tabiki bu soruyu kendine sormaya basladigin anda fantaziler kurmaya basliyorsun. Bizim suanki teknolojimiz insani arzularin bir disa vurumu oluyor, yani güc elde etmek istiyoruz ve bunun icinde teknolojiyi kullaniyor ve onu gelistiriyoruz. Bende bunun üzerine oturup düsünmeye basladim ve ne kadar ileri gidebilecegimizi düsündüm. En sonunda kendimi kocaman, ici dügmelerle dolu bir yerde buldum. Ortam o kadar muazzamdiki, yapmak yada olmasini dileyebilecegim hersey icin bir dügme vardi. Iste bende bunlarla belirli bir zaman gecirerek oynamaya basladim ve bunlar bilim kurguda degildi. Biliyorsunuz iste, söyle gidiyorsunuz (parmakla dügme üzerine) ve alin size kleopatra. Yani su dügmeye basinca bir semfonik müzik caliyor, 4 kanalli bir müzik, 16 kanalli bir müzik, yani herhangi birsey, ne dilersen. Tüm zevk verebilecek imkanlar mevcut. Ancak birgün satondaki tahtinda otururken bir tane yeni dügme buluyorsun, üzerinde "sürpriz" yaziyor, merak ediyorsun ve basiyorun ve iste buradayiz. :-)
Can sikintisi bir sorunmu?
Evet can sikintisi sorunun kendisi! Sikinti yaraticiligin diger tarafidir, yani karsiti. Eger yaraticiligin enerjisini Yang olarak tasfir edersek bunun Ying tarafinada Can sikintisi diyebiliriz. Herseyin temeli Yang ve Yingdir. Eger bunu anlayabildiyseniz baska birseyi anlamaniza gerek kalmaz. 
Eger hepimiz birbirimizi "sadece" sevmeye baslarsak bunun kontrasti olan nefret olmada sevgi yok olur!
Dogru, bu bir ögreti degil sadece Ko-An. Ko-An japoncada kullanilan bir kelimedir ve spiritüel bir problemi temsil eder, örnegin zen budizmdeki "bir elin cikaracagi ses nedir" sorusu gibi. Bu tip sorularda spiritüel gelismesinden endiseli olanlara verilir. Ancak bu sorular ile onlarin kurallara uymasinin beklenmesi yerine acaba bir yenilik bulabilirlermi diye beklenir.
Cennet, cehennem ve gazap varmi?
Bunun üzerine iyi bir arastirma yaparsaniz "simdi" haricinde baska bir zaman olmadigini görürsünüz. Yani icinde yasiyor oldugunuz "AN"i ister cennete, ister cehenneme, isterseniz gazabada cevirebilirsiniz. Sizin yaraticiliginiza kalmis. Hersey burada, burada idi ve buradada olacak.
Ölüm nedir?
Ölüm bilincin icerisinde acilanmaktir (yayilma). Bir kere ölmüs olmadan (tecrübe) yasiyor oldugunu nasil bilebilirdin? 
Simdi bir yere otur ve sadece düsün! Korktugun sey nedir? Korktugun varlik nasil birsey? Neden korkuyorsun? Ne oldugunu kabul edip dislanmaktanmi? Seni benden farkli yapan nedir? Benim yaziyor ve seninde bunu okuyor olmanmi? Bunu okuyorsun cünkü gercegi sende biliyorsun ama sadece korktugun icin kabullenemiyorsun. Fakat yinede bu tip yazilari okuyup "belki bir acigini yakalar ve onu alt ederim" diye düsünüyorsun, aslinda sadece kendini kandiriyorsun. Yalniz kalmaktan korkuyorsun! Kendini evinde tek basina, MSN in basinda bir ton gereksiz salakla chatlesirken buluyorsun ve "yalnizim", "kimse beni sevmiyor" diyorsun. Tüm bunlara ragmen sucu hep digerlerine atiyorsun ve asla kendi sucunu kabullenemiyorsun. Hayattan o kadar sikiliyorsunki artik öteki tarafa gidip cennette cirit atmak istiyorsun. Oranin sadece bir hayal ürünü oldugunu cok iyi biliyorsun ama buna inanmak sana güc veriyor, belkide yasaman icin bir sebep. Problemin su: ileriye bakarken simdiyi kaciriyorsun. 
Su soruyu algila: "Birinin seni affetmesimi daha kolay yoksa senin kendinimi affetmen daha kolay?" Sence Tanri hangisi basarirdi? Zor olanimi yoksa kolay olanimi? Hicbirsey icin gec degil! Ögrenmenin yasi yok! Her Moron ögrenme yetisine sahiptir, bu sadece istege ve tercihine baglidir. Bir gerzek ise öyle kalir cünkü öyle kalmayi veya geriye evrim yapmayi tercih etmistir ve sen bunu kesinlikle degistiremezsin. Yani ne dünyayi kurtarabilirsin nede insanligi. Sadece kendine odaklan. Eger kendine saygin varsa buna cevrende uyar cünkü sen ne isen karsindaki yansimada o olur. Kendini affet ve gecmisinin seni takip etmesine izin verme, birak gitsinler ve an'i yasa. 

2 yorum:

  1. Gerçekten seni anlamak istiyorum,ama bzaı çelişkiler var onlar kafama takılıyor,bir yazında tanrı benim derken diğerinde tanrı güneş,saturn,lucifer,enki,vs vs olarak karşımıza çıkıyor,bazen dinlerin insanların uyduruğu boş inançlar olduğunu söylerken,yahudilik veya hristiyanlık inançları paralelinde söylemler geliştiriyorsun,masonluğu öve öve bitiremiyorsun ama masonluğun temelinin yahudi tasavvufu olduğunu unutuyorsun,ve daha bir çok şey.ama hakkını yememek lazım iyi gözlemcisin,bir çok konuda nasıl manupile edildiğimizi görmüşsün olaylara farklı ve eleştirel bakmayı çok iyi biliyorsun,kolay gelsin,selamlar.

    YanıtlaSil
  2. Kazandıklarımız, sahibi olduklarımız hep burada olan ve kalacak olan, hayat sahnesinde aslı hep aynı olup da değişen farklılaşıp şekli değişse de manada aynı kalan bir kitap gibi baştan sona gücümüz gönlümüz yettiğince okunan. Okuduktan sonra o aynı kalsa bile içimizde aynı kalmadığımız, kalamayacağımız. Marifet okumakta değil anlamakta, görmek şekilde değil manada, duymak işitmekte değil dinlemekte. Gülün sadece dikenini gören gülü diken, denizin içine dalmayan burayı sade su sanır, bilmez ki dikenin sonunda kat kat açan çiçek, suyun içinde yaşamın kaynağı vardır. Elma ağacı çekirdeğinde, deniz bir su damlasında gizlidir. Gören göz, işiten kalp bunu bilir. Ve bilir ki yaradan yarattığında sırlıdır, gizlidir.

    YanıtlaSil