7 Mart 2012 Çarşamba

Bilinc ve Zihin. Programlama ve Gözlemleme!

Merhaba Moronlar,
Hala su hayati ve vücudunu kendisi olarak sayanlara bir reality slap sallamak istedim. Bir anda icimden iste öyle bir his geldi. Sizlere yine resimli bir anlatim yapayimki daha anlasilir olsun.
Burada olusumun ilk adimlarini görüyoruz. Birisi biyolojik digeri ise teknolojik olarak basliyor yoluna. Ikisindede bilesenler fabrikaya girip bir arya getirilerek üretime baslaniyor.
Burada ürün fabrikadan teslime hazir hale getiriliyor.
Burada ürün yeni mekanina ve kullanicisina ulasiyor. Birisinde ünite dogum sertifikasi ile fislenip numaralandiriliyor, digerinde ise Serial Number etiketi üzerine yapistiriliyor. Sanirim Vatandaslik numarasi gibi bir numarayi sürekli yaninizda tasimaktan pek farki yok. 
 
Yeni ürün henüz bombos iken ne görüntüsü nede kullanis kolayligi sergiliyor ve baslangicin oldukca ugrastirici olacaginin belirtiyor. Cünkü henüz zihin programi yok!!!!
Burada ünitenin ilk olarak calisabilir duruma gelmesi icin gerekli programlarin yüklenme asamasina geliyoruz. Ne kadar cok program, o kadar iyi performans. Zihin programi asilaniyor. Kisilik, cinsiyet, din, davranislar gibi programlar ebeveynler tarafindan bilincsizce yeni üniteye aktarilip kirlenme asamasina geciliyor.
Üniteye kendisini savunmasi icin gereken taktiksel savas egitimi veriliyor. Duygusalliktan uzak durmasi icin cinsiyetine göre davranmasi scriptleri yükleniyor.
Evet artik esas isletim sisteminin yüklenme zamani geldi. Burada ünite elindeki alet edevat ile neler yapabilecegi konusunda bilgi ediniyor. Ancak her softwarede oldugu gibi ünitenin elindeki kapasitesini kullanmasi kendisine yüklenen programin amaci ve kalitesine bagli. Burada üniteye en bastan itibaren 2+2=5 denklemi ögretiliyor ve bunun böyle oldugu üzerine basiliyor. Taki ünite kabullenene kadar.
Burada eger ünite asiri isleme tabi tutulursa sistem hata vermeye basliyor. Ünite hatanin ne oldugunu anlamadigi icin reboot (uyku) yapiyor ve herseyin tekrar düzelecegini umarak isleme tekrar bastan basliyor. Bir zaman sonra ünite verilen bu hata sinyallerini normal karsilamaya basliyor ve umursamiyor. Bu asamadan itibarende Zombie-Ünite sfahasina geciliyor. Bilgisayarlar eger Bot-Net denen aglara yakalnirlarsa ayni sekilde Zombi-PC olarak adlandirilirlar, kurtulmanin tek yolu ise sadece yeni bir bilgisayardir. Cünkü Bot-Net trojanlari sadece harddiske degil, ayni zamanda ram ve anakart ciplerine kopyalanirlar. Yani istediginiz kadar isletim sistemini yeniden yükleyin, ayni agdan kurtulmanin bir yolu yoktur. Bugün dünyadaki bilgisayarlarin %60 indan fazlasi birer Bot-Net kölesi. Umarim buradaki ipucunu anlayabilmissinizdir.
Ve iste an geliyor ve ünite kendisini ana sisteme (toplum) baglama asamasina geliyor. Bunu yapmasinin sebebi aslinda diger ünitelerinde ona ayni seyi yaptiklari icin onunda ayni seyi yapmasi yolundaki script hack programlarindan kaynaklaniyor. Ünite baska bir secenek göremedigi icin o da ayni sisteme baglanmaya basliyor.
Ünite tipki digerleri gibi dis görünüste bazi degisiklikler yapmasi gerektigi hususunda yine cevredeki ünitelerden aldigi script hack programlari ile borca giriyor, ne yaptigini tam olarak o da bilmiyor ama diger ünitelere uymasi gerektigi programi, onun kendi kendine düsünmesini engelliyor ve karar verme kabiliyetini sifira indirgiyor. Ardindan bir is bulup girdigi kredi yükünün altinda cikabilmesi icin calismasi gerektigi scripti yükleniyor.
Ünitemiz borc ile girmek zorunda oldugu ise basliyor ve böylelikle cikmaz download ve upload isleminin girdabinda yaklasik 40 senesini yiyip bitiriyor. Tabiki bu arda üretmis oldugu diger üniteleri ise tipki kendisi gibi ayni islemlerden gecerek, yine kendisi gibi birer köle ünitesi olmaktan baska birsey olamiyorlar.
Ünitenin isi bitmistir ve görev süresini doldurdugu icin artik imha edilebilir. Yeni üniteler daha caliskan ve daha itaatkar olduklari icin eski nesil üniteler bir an önce yok edilmelidirler.
E hep erkeklerden konustun diyeceksiniz, ya kadinlar. Peki madem bu kadar istiyorsunuz, reality slap manyagi olmak icin cok iyi bir zaman bence.
Bu üniteler daha en bastan üremek icin programlandiklari icin ellerine gecen tüm oyuncaklar (bebekler) ve oyunlar (evcilik) sadece bir es bulmak, evlenmek ve cocuk yapmak üzerinedir. Liseyi bitirdikten sonra üniversiteye gitselerde esas amaclari en kisa zamanda, yani son kullanim tarihleri gecmeden, bir es bulup evlenebilmektir. Bu amaci gerceklestirmek icin okulu terk etmek bile riske alinabilir. Bu üniteler hayatlarindaki en önemli görevi bir baska üniteyi üretmek olarak görürler. Bu nedenle gereken her türlü araca basvurular, bunlar kisaca; makjay, ic camasirlari, strec kiyafetler, alimli bakislar ve gülückler gibi karsi ünitenin dikkatini cekecek unsurlardir. Fakat bu ünitelerin cocukluktan beri almis olduklari egitime bagli olarak kullandiklari IQ seviyesi konu eslesme ve üretim olunca en hat safhaya ulasir. Yani hedefi bulurlar ve avlarina sanki kendileri onlari avlamiscasina bir his verip zafer duygusunu asilarlar. Bu sekilde karsi ünite avlanmis oldugunun farkina bile varmaz ve üretken ünite avini yeni ünitelerinin bakimi icin gerekli finansal destek icin kullanir. Bu üniteler avlarinin ellerinden kacmamasi icin görmezden gelme yada duygusal sömürü mekanizmalarini kullanirlar. Yeni üniteler ise kullanima hazir duruma gelincede yeni planlar uygulanmaya baslanir. Finansal destek arttirilmaya saglanir. Kariyer pesinde kosan üniteler ise üretim programlarini askiya alip sürekli bir ileri tarihe atarlar ve bir süre sonra zamanlarinin doldugunu görüp herhangi bir üretim yapamadan kendilerini sadece bir is-ünitesi olarak kabul ederler. 
Ancak sistem hatalarina kulak veren bazi üniteler bu programlamada bir hata oldugunu sezinlerler ve diger ünitelerin aksine kendi iradelerine bagli olarak hareket ederler. Yani töre, gelenek ve etraftakiler ne der korkusu olmadan yeni bir programlama yaparak kendi kendilerini hacklerler. Bu tip üniteler ise diger cogunluk tarafindan hatali göründükleri icin türlü sekilde virüs, trojan yada worm olarak nitelendirilip diger ünitelerin ayni sekilde kendilerini hacklememeleri icin bir nevi anti-virüs kalkani olustururlar. Her ne kadar kalkan ise yariyor gibi görünsede arada olusan ufak sizmalar ile sistemdeki virüs yayilimi artmaya devam eder. Cünkü bazi üniteler yavas yavas iradelerini ana sistemden koparip kendi kendilerine kullanmaya baslayinca virüs olarak belirtilen seyin aslinda kendileri olduklari kanisina varirlar.
OK, fazla uzatmadan ne demek istedigimi anladiniz. Simdi su ünite konusunu kapatip olayi birde söyle izah edeyim. Erkek cocuklar daha cocuk yasta iken ellerine verilen oyuncaklarla üretmeyi, hesaplamayi ve gelistirmeyi hedefleyen oyunlar oynarlar. Erkek cocuk araba ile oynarken, bunun nasil calistigi ve mekanigi konusunda meraklanir ve ögrenmek icin icini acip bakar, belki bozar, belkide kirar, bunun bir önemi yok. Önemli olan cocugun arabayi acmaya meyil kazanmasidir, yani merak etmesidir. Böylece meraki ile ileride buluslar ve yeni teknolojiler yaratabilir, akabindede topluma (devlete) yararli bir birey olabilir. Kadinlar ise daha cocuk yasta sadece bebekler ve ev gibi oyuncaklarla oynattirildiklari icin erkeklerin dünyasindan uzak bir ortama itilirler. Böylece daha en ufak yastan itibaren kafalarina kazinan tek sey "evlenmeli ve bir cocuk yapmaliyim" olur. Erkekler ise kadinlarin finansal köleleri olurlar. Erkekler yaptiklari buluslar ile kadinlarin hayatlarina rahatlik getirip onlari kendi dünyalarina cekmeye ugrasirlar ancak kadinlar daha cocuk yastan itibaren asilanmis olan materyalizm duygusundan kopamadiklari icin erkeklerin dünyasina, yani okumak, arastirmak, gözlemlemek, bilmek gibi yollardan gecerek giremezler, bu onlari kisaca iligilendirmez. Onlar icin önemli olan mümkün oldugunca süre güzel kalabilmek ve evlerini materyalistik tüm isteklerini dolduracak sekilde düzenlemektir. Kadinlar yemek yapmayi zorunluluk olarak görürken erkekler bunu zevk yada hobi olarak uygularlar (yapabileni :). Ancak yinede en iyi ascilarin erkekler oldugunu söylememe gerek yok sanirim. En ünlü bilim adamalarininda erkek oldugunu irdelemek herhalde gerkesiz olur.
Burada anlatmak istedigim sey kadin erkek düsmanligi degil!! Kesinlikle degil... Bütün kadin ve erkekler böylemi? Hayir, kesinlikle degiller, fakat cogunluk böyle.
Buradaki anlatim egitimin yanlis kullanilmasi ile ne kadar büyük zararlara yol actigidir. Ayni egitim sistemin tipki 5 maymun deneyindeki gibi bilincsizce devami ile bu tip bir köle sistemi ayakta tutulabiliyor. Cünkü bilmiyorsunuz; ne zamandan beri bu böyle, kimin fikri idi, neden böyle, baska yolu varmiydi! Cünkü sormuyorsunuz ve oldugu gibi kabul etmeyi tercih ediyorsunuz. Yani tembel sigirlarsiniz. Birde su bakirelik hususuna deginmeden edemiyecegim. Sayin sapsal erkekler, bakire diye aldiginiz bayanin size adet döneminde bir oyun oynayip tongaya getirebilecegi hic akliniza gelmedimi? Sirf vajinal bölgede bakire diye, diger alanlarda bakire oldugunu nerden biliyorsunuz? Hic kendinize "ya bu kiz hicte yeni gelinin direksiyonu tuttugu gibi tutmuyor" diye bir soru sormadinizmi? Sizce hergün salataliklami antreman yapti o gece icin? Sanirim ne demek istedigimi cok iyi anladiniz, bu size sadece baska bir reality slap olsun. Yani yarim milimlik bir zar icin insanlara ve kendinize cektirdiginiz cileye bir bakin. Yok bari birde kirmizi kurdele takip acilis töreni yapin. Muhahahaaa.
Haydi simdi su gelecek olayina gelelim. Hepiniz sizlere yüklenmis olan programlar sayesinde aynada gördügünüz sahsin siz oldugu konusunda doktrine edilmissiniz. Ancak biri size bunun böyle olmadigini söyleyince hadi canim diyorsunuz. Peki size baska bir bakis acisi vereyim, belki kendinizi hacklemenize yardimci olur:
Bugün Android robot gelisimi o kadar ilerdeki bundan en gec 20 yil sonra tipki I Robot filmindeki gibi robotlari isyerinizde, evinizde hatta yataginizda göreceksiniz. Bu bilim kurgu degil artik, gercek. Bilim magazinlerini ve teknik yazilari okuyun biraz. Aslina bakarsaniz bio-androidler bugün bile aranizda dolasiyor ama neyse, konu bu degil. Ben size görmekte oldugunuz görecelikten bahsedecegim. Simdi bir düsünün bugünün aklilli insansi robotlari gelismekte olan teknoloji ile hangi safhaya ulasabilirler sizce?
Iste bu safhaya: biyolojik insansi robotlar. Yani bizim bugünkü halimize. Tek fark onlar nükleer enerji ile calisiyor biz ise kozmik enerji ile yani ruh. Ama onlarin duygulari yok diyeceksiniz, hahahaaa, duygular elktriksel impulslardan olusan dalgalardir ve bu bugün dahi taklit edilebiliyor, yani robotlara durumlar ve bunlara uygun duygusal disavurumlar yükleniyor. Ingilizcedeki EMOTION kelimesi Electrical-Motion yani elektriksel hareketi irdeler. Yani bundan belkide 100.000 yil sonra artik androidler o kadar ileri olacakki insanlar ile bir farklari neredeyse olmayacak, en azindan görsel ve duygusal anlamda. Fakat sunu kendinize bir sorun; insanlar neden kendilerinin bezerini yapmaya ugrasiyorlar? Neden 4 kollu ve tek ayakli bir robot degilde, kendilerinin tipkisini yapmaya calisiyorlar? Cünkü teknoloji olarak bildiginiz sey doganin kendisi, yani teknolojinin en üst safhasi. Cünkü doga teknoloji olarak sadece en üst seviyeyi kullaniyor ve insanlarda bunu taklit etmeye ugrasiyorlar. Tipki kuslara bakip ucak yapmak, yunuslara bakip denizalti yapmak, yapraklara bakip solar paneller icat etmek yada kablumbagalara bakip panzer yapmak gibi. Sonuc olarak insanin ugrastigi sey gelecekte yaratacagi bu teknolojiyi bugünden itibaren taklit etmek. Cünkü etrafinizdaki hersey sadece hayalinizin suan alamayacagi bir insani teknoloji eseri. Evet yanlis okumadiniz, etrafinizdaki hersey insan eseri. Yani bugün icinde bulundugunuz vücut dahi yine bizim eserimiz cünkü bu göreceligi bu zaman diliminde tecrübe edebilmek icin kullanilabilecek en uygun kiyafet bu! Bundan kac sene sonra sizce zamanda seyahat mümkün olacak? Ucan dairelerin aslinda birer zaman makinesi oldugunu biliyormusunuz? Cünkü anti-gravitasyon alanlarini olustururken ortaya cikan sey aslinda kozmos icinde kozmos yaratmaktan baska birsey degil. Tychon parcaciklari antigravitasyon alanini yaratirken isiktan daha hizli hareket ederek zamanda ve mekanda kirilmaya neden olurlar. Böylelikle zamanda seyahatte bir o kadar mümkün olur. Zamanda seyahat her zaman kullanildi ve iste bu yüzden ne bir baslangic nede bir son var. Cünkü biz sürekli olarak oradan buraya seyahat halindeyiz. Ucan dairelerin bir anda ortadan kaybolmalarinin sebebide bu: boyut ve zaman degisimi! Ayrica hic bir irk ucan daire teknolojisinin ilk olarak kim ya ne tarafindan icat edilmis oldugunu bilmiyor. Tek bilinen sey onlar hep var olmus oldugu. Bulunan enkazlar ile insanlar kopyalarini yaptikca artik teknolojinin tek sahibinin oldugu kesin, o da, insanoglunun kendisi! Gelecekte ve gecmiste, hemde herzaman.
1940 larda Almanlar tarafindan üretilen ve Antigravitasyon ile calisan ucan daireler! Tamam bunada fake, photoshop, falan filan deyin ve inanmayin.
Su Uzay Yolu yada Star Wars i seyrederken hic kendinize su soruyu sordunuznmu? Neden burda bir tek dinle ilgili sahne yok! Hani ne namaz kilan var nede bir kutsal kitap okuyan! Yani uzaya cikinca acaba kabenin yerini nasil tutturursunuz bende cok merak ediyorum.
Zihin olarak kabul ettiginiz sey sizlere dogduktan sonra asilanan programa denir, yani size kim oldugunuzu ve görevinizi sürekli tekrarlayan program. Bilinc ise, yani siz, sadece gözlemler! Meditasyon ise zihni durdurur ve bilincin araya girmesini saglar, yani pilotun. Beyin sadece göreceligi decode eden bir alici verici sistemidir ve kayit islemi beyinde gerceklesmez. Hafizaniz aura olarak bildiginiz sonsuzluga uzayan elektromanyetik alan icerisinde bulunur. Yani hayatinizin her anini kayit eden bir sistem olsaydi, ki HD olarak kayit edecek, sizce 60 yasindaki bir insana kac Terrabaytlik bir harddisk gerekirdi? Bunun hesabini yapmak isteyen varmi? Zihin tüm vücudun kendisidir ve sadece beyin ile sinirli degildir. Organ nakli yapilan insanlardaki kisilik yada yetenek degisikliklerini baska türlü aciklayabilirmisiniz? Kisiler nakil yapilan donörün kisilik ve yeteneklerine sahip oluyorlar. Cünkü ister böbrek, ister karaciger olsun, zihindeki kisilik programlari vücudun tüm hücrelerine kayit edilir. Her hücre minik bir harddisk gibi calisir. Ancak tecrübelere bagli bilgiler aurada yani astral alanda saklanir. Kisilikler ve yetenekler sadece görecelik icin gereken programlardir. Programlar kullanilir ve tecrübeler saglanip astral bölgeye kayit edilir. Cünkü kayit sadece sonsuz olan astral yani fizikselligin disindaki, formsuz alana kayit olabilir. Fiziksel alanin sinirlari vardir! Bu sinir ise zihnin elverdigi kapasite kadardir. Bilinc ise sinir tanimaz.
Suanda elinizde olabilecek en yüksek teknolojili astronot kiyafetinin icinde yasiyorsunuz ve o kiyafetin özelliklerinden haberiniz dahi yok. Tipki ferrariye binen bir maganda gibisiniz. Tekrar edeyim size, gercek benliginiz hicbir cinsiyete sahip degil, hicbir fiziksel formu yok ve hicbir zamana bagli degil. Hersey "Ne ekersen onu bicersin" kanununa bagli bir oyundan ibaret. Yani iyilik yapan iyilik bulur, kötülük yapan ise kötülük bulur, cünkü ayni ayniyi ceker. Bu kanunlar karma diye bildiginiz kayitlar ile reenkarnasyondan reenkarnasyona aktarilir. Cehennemi isteyen kendisi yaratir, ayni sekilde cennetide, cünkü tek bir yaratan var o da siz! Yani bok atacak baska bir varlik yok. Herseyin tek bir sorumlusu var o da siz. Herzaman siz sorumluydunuz ve herzamanda olacaksiniz. Tanri olarak bilinen varliklar sadece kendilerine itaat edilmesini isterler ve itaat edenleri önemsemezler, cünkü onlarda sizin bizim gibi birer varliktir. Tanrilar sadece egolarina bagli bir kural ortami yaratirlar. Gercek Tanri diye kabul edemediginiz siz ise aslinda sadece gözlemlersiniz, cünkü tüm bu ortami bu amac icin olusturmustunuz, gözlemleme. Sayin Islami cok bilmislerde bir ara zerdüstlük ve paganizm gibi dinleri bir inceleyip oradaki yazilarin ve geleneklerin nasilda islama ve kurana adapte edildigini bir aciklasinlar. Cok merak ediyorum yine ne uydurular acaba.
Sadece bir zaman var o da suan, gelecek diye hayalini kurdugunuz an geldigindede yine suan olmus olacak! Sen, Ahmet, Ayse, Neslipir, Osman, Murat yada diger kisilik yüklenmis programin kendisi degilsin!!! Sen saf bilincsin ve sadece burayi gözlemleyip tecrübe kazanmak icin buradasin. Buraya gelmeyide yine kendin tercih ettin ve sana hatirlatilana kadar kisiliginin sen olduguna inanmaya basladigin icin, sana, yine kendin, hatirlatmak icin bu yaziyi okumani söyledi. Cünkü bu satirlari buraya kadar okuyor olman bir tesadüf degil! Bu yaziyi bulmus olmanda! Tesadüf diye birsey yoktur, sadece etki ve tepki vardir... Tebrikler, aradin ve buldun.
Bu sensin (teorik olarak).                                  Buda senin bu ortam icin kullandigin kiyafetin (yani vücut)
Mekana göre kiyafet!
Ee, ne yani, kendimi öldürüp oyunu bitirebilirmiyim diye düsünen kurnazlara tek tavsiyem,karma sistemini okumalari. Unutmayin "Ne ekerseniz onu bicersiniz". Her oyunun bir kurali var!
21.06.2009
23.06.2009
30.06.2009
Kim oldugunu hatirla moron!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder